4 Haziran 2013 Salı

Kamuoyu Açıklaması

Son günlerde Taksim Gezi Parkı konusunda tüm yurda yayılan eylemlilik süreci, vatandaşların karar alma süreçlerine dair önemli bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Bir kentin geleceğine dair karar vermek, yöneticiler ve halk arasında teatral bir dramatik gerilimi içinde barındırır. Halkın taleplerinin dikkate alınmaması, demokratik tepkilerin hor görülmesi, çözümlenemeyen sosyal krizleri doğurur. Krizlerin kalıcı çatışmaya dönüşmemesi için, iktidar sahiplerinin demokratik bir şekilde davranması elzemdir.

Bizler, çocuk ve gençlik tiyatrosu üreticileri olarak, oyun ve yaşam alanlarının kısıtlanmasını bir hak ihlali olarak görüyoruz. Çocuk Hakları Sözleşmesi 31. Madde şunu söylemektedir:

Madde 31:
1. Taraf Devletler, çocuğun dinlenme, boş zaman değerlendirme, oynama ve yaşına uygun eğlence (etkinliklerinde) bulunma ve kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma hakkını tanırlar.
2. Taraf Devletler, çocuğun kültürel ve sanatsal yaşama tam olarak katılma hakkına saygı duyarak tanırlar ve özendirirler ve çocuklar için, boş zamanıdeğerlendirmeye, dinlenmeye, sanata ve kültüre ilişkin (etkinlikler) konusunda uygun ve eşit fırsatların sağlanmasını teşvik ederler.”

Kentlerin gökdelenleri, iş merkezleri, kamu binaları olmakla birlikte parkları, oyun bahçeleri, tiyatro sahneleri, bisiklet binme alanları, lunaparkları vs. de olması gerektiğini düşünüyoruz. Yöneticilerin en önemli görevlerinden birisi, evrensel bir çocuk hakkı olan oyun oynanması için gerekli alanları inşa etmektir.
 
Assitej Türkiye Merkezi olarak ülkemizin içinden geçtiği bu süreçte, gelecek nesillere ve çocuklara daha yaşanabilir bir ülke bırakmak için sorumlu tüm yöneticileri demokrasinin gereklerini yerine getirmeye ve barışçıl talepleri karşılamaya davet ediyoruz.
 
Saygılarımızla,
ASSITEJ Türkiye Merkezi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder